Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci çeşidinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemelerinin arkasındaki muahedeye ait argümanlarda bulundu.
Özdağ, KIlıçdaroğlu ile üç bakanlık ve MİT için yazılı mutabakat yaptıklarını açıkladı.
T24’ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Ümit Özdağ “Kılıçdaroğlu seçilseydi ben içişleri bakanı olacaktım’ dedi.
Röportajın ilgili kısmı şu halde:
“KILIÇDAROĞLU İLE ZAFER PARTİSİ’NE ÜÇ BAKANLIKTA MUTABIK KALDIK YAZILI MUTABAKATIMIZ VAR”
-Sinan Oğan’ı ikna ederken Erdoğan’ın kendisine de emsal bir şey söylemiş olma ihtimali kuvvetli değil mi? Şunu kastediyorum; Erdoğan Oğan’a net bir taahhütte bulunmadan “Sen bana takviye ver, kazanınca duruma bakarız” mı demiştir?
Ben kendimle ilgili olanı biliyorum ve anlatıyorum. Numan Kurtulmuş’a “Kusura bakmayın buraya siz geldiniz lakin kararı siz vermeyeceksiniz, Erdoğan verecek. Kendisine iletin; bizim bu teklif dışında hiçbir teklifi kabul etmemiz kelam konusu değildir” dedim. Ve bunu da Kılıçdaroğlu’yla görüşmenin akabinde basına yaptığımız açıklamada çabucak açıkladık. “Sayın Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz. Zira Suriyelileri, Afganları ve başkalarını vatanlarına yollamak konusunda bizim kurallarımızı kabul etti” dedik.
-Ama Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararınızı açıklarken İçişleri Bakanlığı konusuna girmediniz. Halbuki o sabah tweet atmıştınız. Ve artık burada da Erdoğan’a ilettiğiniz taleplerin başında İçişleri Bakanlığı olduğunu anlattınız. Benim duyduğum Kılıçdaroğlu’ndan da İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık kelamı almışsınız. Size o kelamı vermiş.
Söz vermek değil, yazılı mutabakatımız var. Biz İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve Ulusal İstihbarat Teşkilâtı konusunda Kemal Bey’le mutabık kaldık.
-Yani kamuoyuna açıkladığınız yol haritası dışında bir de saklı yazılı mutabakat yaptınız. Hakikat mu?
Var natürel, o açıklanmadı. Ben de şimdiye kadar hiç açıklamadım.
“MİT BAŞKANLIĞI İÇİN DE KELAMLI MUAHEDE YAPTIK”
-Burayı bu kadar süratli geçmeyelim lütfen. Yine sormak istiyorum. Kılıçdaroğlu seçimleri kazanması durumunda Zafer Partisi’ne İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlığın yanı sıra MİT Başkanlığı’nı vereceği konusunda yazılı mutabakat imzaladı. MİT Lideri da Zafer Partisi’nden olacaktı. Gerçek mu?
Evet MİT Başkanlığı da. Lakin o kelamlı mutabakattı. Bakanlıklar yazılı mutabakatta vardı.
“İÇİŞLERİ BAKANI OLACAKTIM”
-Peki siz hangi vazifede olacaktınız?
Ben İçişleri Bakanı olacaktım.
-Kılıçdaroğlu’nun Zafer Partisi’ne vereceği başka iki bakanlık hangileri olacaktı?
Şu anda artık kıymetli değil.
“BENİM İÇİŞLERİ BAKANI OLACAĞIMI AÇIKLASA SEÇİMİ KAZANABİLİRDİ”
-Benim üzere tarihin birinci kaydını tutma mesleğinde olanlar için hala çok değerli. Kazanılsaydı bugün kimin hangi durumda olacağı eminim Mayıs’ta Millet İttifakı’na oy veren seçmenler açısından da çok değerlidir. Zafer Partisi’ne verilecek başka iki bakanlık neydi? Göç Bakanlığı mı kurulacaktı?
Süreci İçişleri Bakanlığı yönetecekti. Lakin Kemal Beyefendi, zerre kadar oy yararı olmayan altılı masadaki ortaklarının İçişleri Bakanlığı’nın Zafer Partisi’ne verilmesine reaksiyon göstereceğini bildiği için benim bu bahiste anlayışlı davranmamı rica etti. “Bunu çok vurgulamayın” dedi. Ben de kabul ettim. Lakin ortakları tarafından Kılıçdaroğlu’ndan istenen şey yanlıştı.
Kılıçdaroğlu bu seçimi kazanabilirdi şayet ortakları engellemesiyle.
-Yani şunu tez ediyorsunuz; Kemal Beyefendi sizin kazanırsa kuracağı hükümetin İçişleri Bakanı olacağınızı açıklasaydı 28 Mayıs’ta seçimin sonucu değişebilirdi?
Olabilirdi. 1 milyon 300 bin oy farkını kapatmak çok sıkıntı değildi. Ve Türk halkının en fazla dilek ettiği halde sığınmacıların vatanlarına yollanması ve bu mevzuda da Türk halkı, Zafer Partisi’ne güveniyor, “yaparsa Zafer Partisi yapar” diyor. Bu seçimde bu halkın birinci önceliği olmadı. Değişik nedenlerle olmadı. Erdoğan’ı yollamak en azından muhaliflerin daha fazla önceliği oldu. Lakin bu da yanlış biçimde yapıldı. Yanlış tekniklerle yapıldı. Bugün Zafer Partisi’ne oy veren hiçbir seçmen pişman değil ancak vermeyenlerin içinde büyük pişmanlık olduğunu da görüyorum.
