Editör: Naim Aıoğlu
Halis Ertaş, “Uçucu yağlar hoşluk ve bakım ritüellerinde balmumu ve nemlendirici kremlerle karıştırılarak kullanılıyor. Bu cins kullanımlar sağlıklı olmakla birlikte, çeşitli riskler de barındırabilir. Yüksek dozda kullanıldığında olumsuz ve alerjik tesir yaratabilir” diye uyardı.
Güzellik ve bakım ritüelleriyle çeşitli aromaterapi uygulamalarında kendine yer edinen uçucu yağlara talep artarken, düzmece üretimin de yaygınlaştığını aktaran Ertaş, “Uçucu yağların leke ve iz bırakmadığını belirten dal profesyonelleri, peçete sistemi ile eserlerin geçersiz olup olmadığının anlaşılacağına dikkat çekiyor. Tıbbi tedavilerde de yeri bulunan uçucu yağların oluşturduğu pazarın, 2022 sonunda 27 milyar dolar sonuna dayanması bekleniyor. Uçucu yağlara talep artarken, uydurma üretim de yaygınlaşıyor” diye konuştu.
Ertaş, “Yükselen talep, içeriğinde sıhhate ziyanlı katkı unsurları bulunduran uydurma içerikleri yaygınlaştırdı. Peçete tekniği olarak tanımlanan kolay bir uygulama ile eserlerin düzmece olup olmadığı anlaşılabilir. Uçucu yağlar iz ve leke bırakmaz. Birkaç damla uçucu yağı peçeteye damlattıktan 1-2 dakika sonra peçetede iz kalıyorsa, bu durum eserin geçersiz olduğu manasına gelir. Geçersiz eserlerden korunmanın en âlâ yolu, kendini ispatlamış, güçlü referansları olan markaları tercih etmek” diyerek ikazda bulundu.
Kökeni binlerce yıl öncesine dayanan uçucu yağların bitkilerin özünü içerdiğine değinen M. Halis Ertaş, “Bitkilerin çiçeklerinden ağaç kabuklarına kadar farklı bölgelerinden elde edilen uçucu yağlar, bitkilerde az ölçüde bulunur. 5 ton gül yaprağından sadece 1 kg gül yağı elde edilir. Uçucu yağ elde edilen bitki, tohum, kök yahut meyvenin tabiatta ne ölçüde bulunduğu, içerdiği uçucu yağ oranı, hammaddenin ithal yahut yerli olması üzere nedenler eserler ortasında fiyat farklılıkları yaratabiliyor. Türkiye, çok sayıda tıbbi ve aromatik bitki çeşidi açısından hayli varlıklı bir floraya sahip. Ülkemizin bu zenginliğinden faydalanan yerli eserler tercih edilmeli” halinde konuştu.
HANGİ UÇUCU YAĞLAR NEYE YARAR
Ertaş, “Uçucu yağların uygulama formları ortasında difüzör, kompres, ağız bakım suları, masaj, krem, şampuan, saç ve cilt maskeleri de yer alıyor. Limon ve portakal yağı canlandırıcı tesirleriyle ön plana çıkarken, lavanta sakinleştirici tesiriyle uyku ve gerilim üzere sıkıntılarla gayrette kullanılıyor. Lavanta yağı yara ve yanıklarda hayli başarılı sonuçlar verirken, lavandula angustifolia cinsi lavanta yağı çocuklar için emniyetli sayılabilen yağlar ortasında yer alıyor. Nioli, çay ağacı, biberiye üzere uçucu yağlarının akne ve sivilce oluşumunu önleyici tesirleri bulunuyor. Kekik uçucu yağı, soğuk algınlığında kullanılıyor. Bu tıp yağlar ayak ve cilt bakımında sıklıkla tercih edilirken kokularıyla difüzör tesiri yaratıyor. Limon odaklanmayı artırırken, gül ve lavanta kokuları dinginlik ve sakinlik hissi yaratıyor” dedi.
YÜKSEK DOZ ALERJİ YAPAR MI
Uçucu yağların hoşluk ve bakım ritüellerinde balmumu ve nemlendirici kremlerle karıştırılarak kullanıldığını tabir eden Ertaş, “Bu tıp kullanımlar sağlıklı olmakla birlikte, çeşitli riskler de barındırabilir. Balmumu yahut rastgele bir krem ile uygun ölçüde karıştırarak nemlendirici krem formülleri oluşturulabiliyor. Yüksek dozda kullanıldığında olumsuz ve alerjik tesir yaratabiliyor. Bu nedenle yanlışsız oranlarda seyreltilerek uygulanması gerekiyor. Bilhassa gebelerde ve çocuklarda kullanılırken kesinlikle bir uzmana danışılmalı” formunda konuştu.
