Türk futbolunun yozlaştığının aynası seçim kongresi.
Sözde özerk federasyon!
Yersen olağan.
Göstermelik seçim. Atamayla gelen lider ve idareler.
Şöyle bir bakalım.
Mehmet Büyükekşi ve idaresi ile heyetlerine reaksiyon göstermeyen kulüp yok üzere.
Hem de tüm liglerde.
Buna karşın 85 milyonluk ülkede Futbol Federasyonu için karşısına çıkan lider adayı olan yok.
TFF başkanlığı için aday olmak isteyenler 61 kulübün ıslak imzalı dayanağını almak zorunda.
İş o denli güç değil.
Peki ne oluyor da aday çıkmıyor?
Olan şu;
“Yukarının isteği bu kişi” formunda şifaen talimat veriliyor.
Yukarısı denilen yer ise hükümet.
Gerçekten, bu istikamette yönlendirme var mı, yok mu net bilgi yok.
Açık ve net olan, seçimlere bu telaffuz ile girilmesi.
Böyle olunca da, borç batağında olan kulüpler desteklemeye mecbur hissediyor kendisini.
Pir Sultan Abdal… Anadolu’nun bağrından çıkıp günümüze ulaşan halk ozanımız..
Dile kolay 16’ncı yüzyıl. (1480-1550)
Abdal’ın, ‘Dostum’ türküsünü bilmeyen yoktur.
En azından duymayan.
‘Dostum, dostum…’
Nerede o eski dostluklar.
Yakın geçmiş vakitte, futbol alanlarında, tribünlerinde, idarelerinde dostluk vardı.
Ya artık.
Alası var! Amma çıkarlar örtüşürse.
Özellikle ligin 4 büyükleri ortasında.
Ezeli rekabette, bir bakıyoruz, iki kulüp birbirine girmiş.
Karşılıklı basın bildirileri.
Yönetici. Yetmedi liderler ortası laf düellosu..
O da ne o denli..
Bir de ne görelim.
Sözde birbirine girenler menfaat uğruna bu sefer güç birliği içindeler.
Fenerbahçe ile Beşiktaş ortasında yaşanan olay bu durumun son halkası.
Federasyon Lideri ile Beşiktaş ortasında yükselen tansiyon malumunuz.
Aynı periyotta Fenerbahçe Lideri Ali Koç da açıklama yaptı.
“Önce karşı çıktık. Sonra Mehmet Büyükekşi’nin projeleri ve âlâ niyetine inanıp dayanak olduk. Fakat Fenerbahçe’nin hakları daima yenir duruma geldi. Buna göz yumamayız” biçiminde çıkışa geçti.
Bunu fırsat bilen Ahmet Işık Çebi, Koç’un kapısını çaldı. Çebi, “Biz seçimde takviye vermeyeceğiz. Niyet kıymetli lakin icraata dönüşürse. Birlikte hareket edelim. Büyükekşi’yi gönderelim” diye teklif sundu.
Ancak Koç, Çebi’nin beklentisinin tam tersine karşılık verdi:
“Biz, federasyonun başta MHK olmak üzere, PFDK ile Tahkim Kurulu’ndan şikayetçiyiz. Adaletli değiller. Bunu düzeltecek olan Federasyon Lideri. Tüm konseyleri değiştirip vazifeye devam edeceğini belirtti. Kelam verdi. Kendisine bunları yapma şartı ile dayanak olacağız. Siz istediğiniz üzere hareket edebilirsiniz. Biz sizinle yürümeyeceğiz. Pek emin değilim fakat yalnız yürüyecek üzeresiniz.”
Bu kere konuşmaları kulak kabartıp duymadım.
Her iki liderin etrafından öğrendim. Eksik de fazla olsa da, yaşananın özeti bu.
Gelinen noktada Koç’un dediği oldu.
Şimdi bakalım asıl telaffuz gerçekleşecek mi.
Atamayla yola devam edecek olan Büyükekşi, Koç’un bahsettiği konseyleri baştan aşağı değiştirip, verdiği kelamı tutacak mı?
İşte sevgili dostlar. Hoş kalpli beşerler.
Evet, evet… Z jenerasyonu gençler. Sizler de buyurun buradan yakın.
Perde gerisinde neler yaşanıyor neler.
Kulüp menfaati ya da şahsî egolar ismine.
Belli mi olur. Yarın öbür gün Çebi ile Koç el ele verip üçüncü kulüple, lider ya da kuruma, heyete karşı güç birliği yaparlar.
Yeter ki çıkarlar örtüşsün.
Dostluk yine öne çıkar.
Ama bu Abdal’ın o manalı mısralarında ki içeriği ile değil. Büsbütün göstermelik ‘dostluk’ gösterisi olarak..
Ali Koç Lider, Kulüpler Birliği’ni çok düzgün yönetim ediyor.
Bravo!
Eğer tıpkı çıkışı Fenerbahçe’ye de taşırsa seçime şampiyon lider olarak sarfiyat.
Ne yaman çelişki demeyin.
Kendi kulübünde sportif manada başarısız olan Koç, Kulüpler Birliği’nin yıldız lideri.
Diğer kulüpler. Medya. Federasyon ve futbolun öteki tüm paydaşları üstünde çok değerli tesirleri var.
