RİVA
Beykoz’un tatlı kıyı köyü Riva, İstanbul’a yarım saat uzaklıkta günübirlik rotalardan. Denizi ve kumsalı oldukça davetkar görünse de, Riva Deresi de yerli turistlerin tercihlerinden. Burada balık tutup piknik yapın yahut tekneyle sazlıkların ortasında süzülebilirsiniz. Hatta motor sporlarına uygun arazi sayesinde, civarı ATV’lerle de keşfedebilirsiniz.
ADALAR
İstanbul’un dokuz adasından en bilinen dörtlüsü (Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada) yerliler kadar yabancı turistlerin de gözdesi. Bizans devrinde saray mensupları sürgün edildiği için “Prens Adaları” diye anılan Adalar’ın ortak özelliği, yemyeşil piknik alanları, harika yalıları ve plajları. Ve olağan ki erguvanları…
Büyükada, yılda yalnızca iki gün açılan Aya Yorgi Kilisesi, dünyanın en büyük ahşap binası olduğu söylenen Rum Yetimhanesi, Reşat Nuri Güntekin’in meskeni ve 2. Abdülhamit’in yaptırdığı Hamidiye Mescidi ile yüz binlerce ziyaretçiyi çekiyor. Heybeliada Sanatoryumu, İsmet İnönü Köşkü, Deniz Lisesi, Ruhban Okulu, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın konutu de Heybeliada’da gezilecek yerler ortasında. Sirakyan İkiz Meskenleri, Hristos Manastırı ve Kilisesi, Rum Ortodoks Panayia Kilisesi de Kınalıada’ya gidecek herkesin kesinlikle görmesi gereken yerler ortasında Burgazada’da ise Aghios İoannes Prodromos (Aya Yani) Kilisesi, Christos (Metamorfosis) Manastırı ve Sait Faik Abasıyanık Müzesi’ni görmeden dönmeyin.
POLONEZKÖY
Polenezköy, yeşilliklerin binbir tonunun hakim olduğu tabiatı, kır restoranları, butik otelleriyle tam bir yakın tatil cenneti.
Polonyalı siyasi sürgünlerin 1800’lerde kurduğu Polonezköy, Anadolu Yakası’nda Beykoz’un kalbinde yer alıyor. Bu hoş kasabaya yalnızca kahvaltı etmek için bile gelinebilir. Çünkü kentin en güzel sofraları burada kuruluyor. Ancak elbette Polonezköy’de kahvaltıdan fazlası var. 1914’te yapılan Czestochowalı Meryem Ana Kilisesi de küçük kültür çeşidi için teğe bir.
ŞİLE
Şile yaz aylarında bilhassa haftasonları ve resmi tatillerde yoğunluğun yaşandığı bir yer. Zira günü birlik Şile’ye giden onbinlerce İstanbullu oluyor. Fakat tabiatı ve geniş plajlarıyla hala İstanbul’dan birkaç saatliğine bile kaçmak isteyenler için bir seçenek.
29 yıl evvel köyün öğretmeni Osman Yardımcı’nın keşfettiği, birinci Hıristiyanların hapsedildiği mağara, yalnızca dev sarkıtları için bile görülmeye bedel. Civardaki bir öteki durak ise kumu romatizmal hastalıklara güzel gelen Kumbaba. Bizans devrinden beri şifa arayanların uğradığı Kumbaba, görüntü ve deniz meraklılarının da ortak adresi.
AVŞA ADASI
Marmara Denizi’nin ortasında Kapıdağ Yarımadası’nın uzantısındaki adalar kümesinden biri Avşa Adası. İstanbul’dan deniz otobüsüyle yalnızca 2 saat 45 dakikalık bir seyahatle apayrı bir yere ulaşıyorsunuz.
Adanın eski yerleşim yerlerinde Rum ve Bizans tesirini görebileceğiniz cinsler için istikamet Yiğitler, Türkeli ve Manastır mevkileri tercih edilebilir. Çiftlik’teki kiremit mezarları ve Aziz Georgios Manastırı da görülmesi gereken yerler ortasında. Avşa, üzüm bağlarıyla ünlü ve halk ortasında Şarap Adası diye anılıyor. O yüzden adanın şarapları, tadım tipi için oldukça uygun.
İĞNEADA
“Trakya’nın incisi” Kırklareli’ne bağlı İğneada, denizi, gölleri, longoz ormanları ve gizli dereleriyle ününün hakkını veren bir yer. İğneada Longoz Ormanları yalnızca birkaç saatlik arada, ziyaretçilere apayrı bir dünyanın kapılarını açıyor.
İğneada’nın altın tozlu uzun kumsalını keşfettikten sonra, Limanköy’deki 148 yaşındaki deniz fenerini, organik ballarıyla ünlü Beğendik Köyü’nü gezebilirsiniz. Civardaki göller de görmeye paha. Zira Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Latife, Sülüklü ve Ramana gölleri yabani hayvanlara ve kuşlara mesken sahipliği yapıyor.
KIYIKÖY
İstanbul’a iki saat uzaklıktaki bir diğer kısa tatil adresi Kırklareli’ne bağlı Kıyıköy. Pabuç ve Kazan ırmakları ortasında yüksek bir doruğa konseyi bu kıyı kasabasına heyecan verici bir yoldan, Bizans kalıntılarından geçerek giriliyor. Beldede iki katlı ahşap konutlarla çevrili sokaklardan kıyıya uzanıp, balıkçı barınaklarını ve evvelce korsanlar tarafından kullanılan mağaraları keşfedebilirsiniz.
SAPANCA
İstanbul’dan yola çıkıp 1,5 saat sonra varacağınız Sapanca Gölü süper doğasıyla, ziyaretçileri çabucak içine çekiyor. Tabiatının yanı sıra bölge lüks tesislere de mesken sahipliği yapıyor. Otellerde SPA masajı ve rahatlatıcı banyolarla İstanbul’un yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Bu rotada öğlevakti gölün etrafında sakin bir yürüyüş yapılabilecek en âlâ aktivitelerden.
AĞVA
İstanbul’a 100 km uzaklıktaki Ağva, kumsalı, koyları, kayalıkları ve ormanla iç içe imgesi ile kentten kaçanların üzerindeki negative enerjiyi kolaylıkla atabildiği en hoş rotalardan. Kilim Koyu, Gelin Kayası, Gizli Göl, Ağva’da görülmesi gereken yerler. İstanbul’a yalnızca 1 saat uzaklıkta olan Ağva, küçük otelleri, mükemmel tabiatı ile yeterli bir seçim.
