Berzan Korkmaz (5,5), cep telefonunda izlediği görüntülerinden ‘örümcek adam’ karakterine özendi, İstanbul Arnavutköy’deki 5’inci kattaki konutlarının penceresinden aşağı atladı. Babaannesi ile yaşayan Berzan’ın düştüğünü 3 yaşındaki kardeşi Miran, mutfakta yemek yapan babaannesine haber verdi. İş makinası operatörü baba Fatih Korkmaz, annesinden gelen telefon üzerine apar topar konuta döndüğünde oğlunu kaybettiğini düşünürken burnunun bile kanamadığını görünce yaşadıkları mucizeye kendileri de şaşırdı. Çabucak ambulans çağrılarak Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi’ne kaldırılan çocuk, 2 gün hastanede müşahede altında tutulduktan sonra taburcu edildi. Baht yapıtı burnu bile kanamadan kurtulan Berzan’ın rastgele bir yara almadan kurtulabilmesi, hekimlerini bile şaşırttı.
Tedavisini gerçekleştiren Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği’nden Opr. Dr. Mehmet Çakmak, “Yaz aylarında bu tip travma hadiseleriyle çok karşılaşıyoruz. Kliniğimize bu hafta iki çocuk bu halde geldi. Başkası de 3’üncü kattan düşmüş. Bu olaylarda ekseriyetle çocukları olay yerinde kaybederiz. Berzan’ın kurtulması mucize, en büyük bahtı toprak yere, oturur halde düşmesi. Bu türlü olaylarda aileler katiyetle can havliyle çocuğu kucaklayıp taşımasın. Çabucak 112’yi arasın. Zira boyun omurga zedelenmesi varsa, yanlış bir hareketle ömür uzunluğu felç kalabilir” dedi.
“BANA TELEFON GELDİĞİNDE ÇOCUK ÖLDÜ DEDİM”
O gün işte olduğunu anlatan baba Fatih Korkmaz, olayı şu biçimde özetledi: “Arnavutköy’de annemin yanındaydı çocuklar. Bana bir telefon geldi, dediler ki Berzan camdan aşağı düştü çabuk gel. Ben geldiğimde Berzan ambulanstaydı. Ambulansa biner binmez ne olduğunu sordum oğluma, kendindeydi yeterli görünüyordu zira. Dedi ki ‘Baba ben Spiderman üzere uçtum, lakin kardeşim benle bir arada atlamadı dedi. Niçin o denli bir şey yaptığını sorunca da ‘Spiderman bizi kurtarıyor atlayınca, beni kurtaracaktı ancak kurtarmadı. Ben de aşağı düştüm’ dedi. Annemin telefonu şarjda duruyormuş, oradan alıp izlemiş daima. O sıra yemek hazırlıyormuş babaannesi zati. Toprak yere düşmüş, çabucak yanı beton, talih yapıtı oraya denk gelmemiş.
Düştüğü toprağın yanında da bir beton kesimi var ancak çiçekli olan kısma düşmüş sırt üstü. Annem çabucak aşağı inip kucağında ambulansı beklemişler. Bana telefon geldiğinde 5’inci kattan düştü bu çocuk, öldü kesin dedim içimden, inanamadım. Kimse inanamaz, mucize oldu. ‘Ağ atıyor binaya tırmanacağım ben Spiderman üzere uçacağım’ diyordu ortada. Mutlaka çocukların eline telefon tablet vermesinler. Çok şükür Allah bizim yüzümüze baktı çocuğumuzu bize bağışladı lakin diğer aileler yanmasın. Spiderman’i asla bir daha izlettirmeyeceğiz”
“KLİNİĞİMİZE BİR HAFTADA İKİ ÇOCUK GELDİ”
Berzan ‘ın hastanedeki tedavi sürecini yürüten Çocuk Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Mehmet Çakmak, meslek hayatında bu kadar yüksekten düşüp de hiçbir iç organ yaralanması, kırığı vs olmadan kurtulabilen bir hastaya rastlamadığını kaydederek bilhassa yaz tatilinin başlamasıyla bu tip kazaların artabileceğine işaret etti. Dr. Çakmak, “Yaz mevsiminde bize bu tip mesken kazası hadiseleri çok gelmeye başlıyor. Çoklukla mesken içi travmalar oluyor ancak bu hafta 2 hastamız bu formda yüksekten düşmeye bağlı, klinikte yatıyor. Bunlar çok daha önemli travmalar. Birisi 5, biri 3’üncü kattan düşmüş. Bu hastamız 5’inci kattan düşmüş, biz çoklukla bu cins hastaları olay yerinde kaybediyoruz. Düşme konumu bu hususta çok tesirli. Baş, boyun bölgesini çarpan çocuklar ne yazık ki olay yerinde vefat ediyorlar. Onun dışında bacak üzerine yani dik durumda düşme olursa önemli kemik kırıkları olabiliyor, iç organ yaralanmaları olabiliyor” dedi.
“MESLEK HAYATIMDA BU TÜRLÜ BİR ŞEY GÖRMEDİM”
Berzan’ın en büyük bahtının düşme konumu ve toprak yere denk gelmesi olduğunu kaydeden Dr. Çakmak, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Düşme durumu poposunun üzerine gerçekleşmiş, sırtını da o esnada yere vurmuş. Bize getirdiklerinde bel bölgesinde hassasiyeti vardı. Gerekli incelemeleri yaptık, kolay denilecek seviyesinde akciğerinde hafif bir ezilme vardı. O yüzden müşahede altına aldık. Bel bölgesinde de rastgele bir kırığı vs olmadığını anladık. Öbür bir kemik kırığı vs de görülmedi. Açıkçası bu biçimde rastgele bir kırığı, önemli bir organ yaralanması olmadan kurtulabilmesi önemli bir mucize. Ben meslek hayatımda birinci sefer 5’inci kattan düşüp de hiçbir yaralanması olmadan kurtulan çocuğa birinci kere rastlıyorum. Bahtı şu: Birincisi düştüğü yer toprak, tıpkı vakitte çocuklarda genel olarak kas ve kemik dokusuna nazaran yağ dokusu biraz daha fazla. Bu da da havanın kaldırma kuvvetini bir nebze olsun artırıyor. Bir de bu tip düşme hadiselerinde hayati kıymet taşıyan bir şey var: Olay olduğu an aileler bazen can havliyle çocuğu kucağına alıp taşıyor. Hiçbir müdahalede bulunmadan 112’yi aramak ve onların müdahalesini beklemek gerekiyor. Zira mümkün bir boyun-omurga zedelenmesi varsa, ömür uzunluğu felç kalmasına bile neden olunabilir”
“ÇOCUĞUN KENDİNE İLİŞKİN TABLET TELEFONU OLMAMALI”
Başakşehir Çam ve Sakura Kent Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Kliniği’nden Uzm. Dr. Yasin Çalışkan, bütün konutlarda artık tablet, telefon, televizyon, bilgisayar üzere araçlara ulaşılabilirliğin arttığına dikkat çekti ve yaz tatilinin de gelmesiyle birlikte çocukların konutta daha çok vakit geçirmek zorunda kalacağını vurguladı ve değerli ikazlarda bulundu: “Çocuklar artık bu teknolojik aletlere daha kolay ulaşabiliyorlar. Çocukların en fazla maruz kaldığı uyaranlardan birisi de çizgi sinemalar. Bir ekip çizgi sinemalar ise yaş ve gelişimlerine uygun olman çok şiddet yahut kelamlar içerebiliyor. Çocuklar da burada gördükleri kimi hareketleri rol model olarak gerçek hayata taşıyabiliyorlar. Buradaki hastamızda da olduğu üzere bilhassa 3-4 yaş civarındaki çocuklar, birtakım kahramanların mesela bir yerden düştükten, atladıktan sonra hiçbir yaralanması olmadan kalkıp devam etmesinde, gerçekliği ayırt edemeyebiliyor. O nedenle de bu yaş kümesi çocuklar bu davranışları tekrar edebiliyor. 6-7 yaşındaki bir çocuk çizgi sinemaların gerçekliğini, kurgu olup olmadığını anlayabilir fakat daha küçük yaş kümesindeki çocuklar bunu kavramayabiliyor. Burada en büyük vazife ebeveynlere düşüyor.
Çocuğun yaşına, gelişimine, bilgi seviyesine uygun olmayan içeriklerden uzak tutulması gerekiyor. 6 yaşından sonra, ergenliğe yanlışsız daha da artabilir, günde 1-1,5 saat geçmemeli ekran maruziyeti. Tablet, telefon hepsini kastediyoruz. Yaz tatili sürecinde çocuklara en büyük toplumsal aktivite tablet, telefon, televizyon vs yerine arkadaşlarıyla bir ortaya gelebileceği aktiviteler, yaz okulları vb olmalı. Kitap okuma saatleri koyulabilir. Ergenlik öncesi periyotta çocuktan çocuğa da değişebilmekle birlikte, çocuğun kendine ilişkin bir akıllı telefon, tablet vs üzere bir eşyasının olmasını istemiyoruz. Odasına çekilip tek başına bu aygıtlarla baş başa kalmaması gerekiyor”
(Kaynak: DHA)
