Emekli büyükelçi ve CHP İstanbul Milletvekili, Kemal Kılıçdaroğlu’nun dış ilgiler konusunda başdanışmanı olan Namık Tan, T24’ten Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtladı.
Tan, “HÜDA- PAR… Devletle sorunu var, geçmişi ortada, suça bulaşmış” sözlerini kullandı. HÜDA- Par ve Sinan Oğan’ı işaret ederek derin devlet tertibine vurgu yaptı.
Namık Tan’ın, Çamlıbel’e verdiği karşılıklar şöyle:
“KİMSE BENİ BUNUN ADİL VE AÇIK BİR SEÇİM OLDUĞUNA İNANDIRAMAZ”
Neden seçimlerden sonra derin devletin varlığını güçlü bir halde sürdürdüğü kanaatiniz kuvvetlendi?
Çünkü seçim sürecini bilfiil yaşadık, her etabını gördük. Kimse beni bunun adil ve açık bir seçim olduğuna inandıramaz. “Somut deliliniz var mı?” diye sorarsanız, yanıtım “hayır” olur. Fakat, yaşanmışlık üzerinden hissiyatımın bu tarafta olduğunu söyleyebilirim.
“İKTİDARIN YARATTIĞI KURAL TANIMAZ DEVLET VAR”
Sizin İstanbul 3. Bölgedeki rakibiniz eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ydu. Hasebiyle da varsayımım kampanya sürecinde devletin bütün imkanlarının hükümetin bir milletvekili adayı için ne halde kullanıldığına yakından şahit oldunuz. Bunun adil bir yarış olmadığını söylemek mümkün zira gözle görülür bir şey. Lakin “açık bir seçim” olmadı demek öteki bir imayı içeriyor. Dahası, derin devlet göndermesi yapınca mevzunun boyutu daha da değişiyor. Şu anda Türkiye’nin klasik bir parti devlete olağanüstü yakın bir yerde olduğuna kuşku yok. Lakin bizim sahnede gördüğümüz aktörler dışında birileri 70’lerde 80’lerde 90’lardaki üzere Türkiye’nin iç ve dış siyaseti üzerinde tesirli olabiliyorlar mı?
“Söylediğim üzere, somut ispatlar yok elimde. Lakin ben devletin içinden görece yakın vakitte ayrılmış birisi olarak izlenimlerime ve deneyimlerime istinaden bu değerlendirmeyi yapıyorum. Devlete 40 seneye yakın hizmet ettim. Münasebetiyle, devletin nelere kadir olduğunu biliyorum. Buna dayanarak hissiyatımın bu istikamette olduğunu söylüyorum. Bir öbür mevzu daha var, alışılmış. Hangi devlet? Bir benim biraz evvel artık kalmadı dediğim devlet var, bir de şimdiki iktidarın yarattığı kural tanımaz devlet var.”
“TEK ADAM; “BEN ANAYASAYA HÜRMET DUYMUYORUM” DİYEBİLİYOR, BU ÜLKEDE…”
Aslında, derin devlet her ülkede var, Amerika Birleşik Devletleri’nde de var, İngiltere’de de var, Fransa’da da var… Lakin, derin devletin de kendi içinde kimi kuralları olduğu biliniyor. Somut bir örnek verecek olursak, ABD’deki federal devletin savunma harcamalarına bakın. Olağanda, Amerikan idaresinin Kongre’den onay almadan tek bir kuruş harcaması mümkün değildir. Bunun yöneticiler üzerinde çok büyük vebali vardır. Bizim ülkedeki üzere bütçe disiplinine uymadan, keyfi harcama ve ödeme yapılamaz. Lakin iş ulusal güvenliğe geldi mi, Amerika’da akan sular durur; gereken harcama her halükârda yapılır. Bunu herkes bilir. Bizim için de birebir şey geçerliydi.
Ama bugün artık Türkiye’de ulusal iradeye keyfi münasebetlerle hesap vermekten kaçan, ulusal iradenin onayı ile konulmuş kuralları alenen hiçe sayan, keyfi davranmaktan kaçınmayan iktidarın yarattığı bir devlet var. Bizatihi devleti elinde tutan beşerler yazılı kuralları dinlemediklerini söyleyebiliyor. Ülkenin kayıtsız kuralsız uyulması ve hürmet duyulması gereken yazılı kuralı olan anayasayı “tanımıyorum” denebiliyor. Tek adam; “Ben anayasaya hürmet duymuyorum” diyebiliyor, bu ülkede…
“BAZI KİŞİ VE KURUMLARIN DERİN DEVLET TERTİBİYLE ARAÇSALLAŞTIRILDIĞINA İNANIYORUM”
– HÜDA- PAR, Sinan Oğan…onlardan bahsediyorsunuz.
Tabii, mesela HÜDA- PAR… Devletle sorunu var, geçmişi ortada, suça bulaşmış… Sinan Oğan’ın tahminen devletle sorunu yok lakin seçimlerde adaylık için gerekli olan yüz bin oyu toplamakta zorlanan bir insan son dakikada nasıl sisteme dahil oldu? Kim yaptırıyor bunları? Bütün bu garipliklerin tek bir insanın, yani tek adamın ayakta tutulması uğruna yapıldığını düşünüyorum. Birtakım kişi ve kurumların derin devlet tertibiyle araçsallaştırıldığına inanıyorum.
