Türkiye Kamu-Sen Genel Lideri Önder Kahveci, kamu toplu mukavele görüşmelerinin son oturumuna katılmayacaklarını açıkladı.
Yazılı açıklama yapan Başkan Kahveci, mukavelenin 6,2 milyonu aşan memur ve memur emeklisi, aileleriyle birlikte yaklaşık 25 milyon kişiyi etkilediğini belirtti.
Sorunların müzakere yoluyla çözülmesini istediklerini belirten Kahveci, “Kamu çalışanlarımızın yaşanan ekonomik aksilikler nedeniyle karşı karşıya kaldıkları zahmetleri aşmalarını sağlayacak önlemlerin masada müzakere yoluyla kararlaştırılması, çalışanlarımızın mali ve özlük haklarının piyasa gerçekleriyle örtüşecek biçimde ilerletilmesi gerektiğini ısrarla vurguluyor, tüm problemlerin masada müzakere edilerek sonuca ulaştırılması için uğraş ediyoruz” dedi.
Görüşmelerin “Fiyaskoya dönüştüğünü” tabir eden Kahveci, şöyle devam etti:
“YETKİLİ SENDİKA VE PATRON TARAFI BÜTÜN TARAFLARLA TARTIŞMAKTAN KAÇIYOR”
“Ne var ki, bütün uğraşımıza karşın bugüne kadar yetkili konfederasyon ve sendikalar ile kamu patron tarafının meseleleri masaya yatırıp tahlil yollarını bütün paydaşlarla tartışmaktan ısrarla kaçındıklarını görüyoruz. Bu yaklaşımın, daha evvelki 6 devir toplu mukavele görüşmelerinde olduğu üzere 7. Periyotta de yeni bir fiyaskoya dönüştüğüne şahit oluyoruz.
“TALEPLERİMİZ KARŞILIKSIZ KALDI”
Konfederasyon yetkililerimizin 1 Ağustos’tan beri, toplu mukavele masasının gerçek manada bir pazarlığa dönüşmesi, sürece taşıdığımız kamu vazifelilerinin meselelerinin, yapılan toplantılarda tek tek görüşülerek karara bağlanması yolundaki ısrarlı talepleri, pazarlık sürecinin sonuna geldiğimiz şu günlere kadar karşılıksız kalmıştır. Bu istek ve uğraşımıza yetkili konfederasyonun da duyarsız kalarak adeta kamu patron tarafının dümen suyuna gittiği de dikkatlerimizden kaçmamıştır.
Yetkili konfederasyon, sendikalar ve kamu patron tarafı havanda su döverken milyonlarca kamu çalışanı ve emekli artan enflasyonun üzerinde, refah hissesi da içeren gerçekçi bir maaş artırımı alabilme umuduyla toplu kontrat sonuçlarını beklemektedir.
“KABUL EDİLEMEZ BİR TUTUM”
Türkiye Kamu-Sen olarak ısrarla üzerinde durduğumuz ve kırmızı çizgimiz halinde söz ettiğimiz refah hissesi, enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılması, en düşük dereceli memur maaşının tabir edildiği üzere 22 bin TL’ye yükselmesi için ortadaki farkın tüm memur maaşlarına yansıtılması, 8 bin 77 TL’lik ödemenin taban aylığa yansıtılarak emekli maaşlarının hakkaniyetli bir seviyeye ulaştırılması, yardımcı hizmetler sınıfı çalışanının genel yönetim hizmetleri sınıfına alınması, başta kira yardımı olmak üzere ülkemizdeki sosyo-ekonomik yapıya uygun yeni toplumsal yardım kalemlerinin belirlenmesi, mevcut yardımların yükseltilerek kamu çalışanlarının ve aile fertlerinin durumlarına uygun toplumsal yardımlardan aktif bir biçimde faydalanmalarının sağlanması, kamu çalışanlarına da bayram ikramiyesi verilmesi, mühendis, avukat, akademisyen, şef, tekniker, teknisyen ve benzeri meslek kümesi çalışanlarımızın özlük haklarının ilerletilmesi, gelir vergisi oranlarının %15’e sabitlenmesi hususları başta olmak üzere tahlil yollarını da sunarak pazarlık masasına ilettiğimiz bahislerin en küçük bir müzakereye dahi tabi tutulmadan toplu mukavele sürecinin sonuna gelinmesi kabul edilemez bir tavır olmuştur.
“ÇÖZÜM ÜRETEMEYEN TOPLU MUKAVELE SİSTEMİ DEĞİŞMELİ”
Bu durumun sorumlusu, kamu patron tarafının bu yaklaşımına reaksiyonsuz kalarak yaşananlara çanak tutan yetkili konfederasyon ve sendikalarıdır. Yaşanan bu kısır döngü; tahlil üretemeyen toplu mukavele sisteminin değişmesi ve faal bir toplu pazarlık sistemine geçilmesi konusundaki taleplerimizin ne kadar yerinde olduğunu ortaya koymaktadır. Ne yazık ki, geride kalan 6 toplu kontratta olduğu üzere 7. Devir Toplu Kontrat Görüşmeleri de yetkili konfederasyonun basiretsizliği ve iş bilmezliği ile heba edilmek üzeredir.
“HER TABANDA GAYRETİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Türkiye Kamu-Sen olarak 25 milyon vatandaşımızın hiçbir probleminin tartışılmadığı, hayati kıymet taşıyan yüzlerce mevzunun gündeme dahi getirilmediği, kamu çalışanlarının beklentilerini karşılamaktan uzak kalan, enflasyon varsayımın bile altındaki maaş artış teklifleriyle gelinen ve sadece yasak savmak ismine yapılan toplu mukavele görüşmesine katılmayacak, yetkili konfederasyonun bu vebaline seyirci olmayacağız.
32 yıldır olduğu üzere bundan sonra da kamu çalışanlarının gerçek savunucusu olarak çalışan ve emeklilerimizin kendileri ve aileleri için hak ettikleri refah düzeyinde bir yaşama ulaştırılması için her yerde, her vakit ve her tabanda tesirli gayretimizi sürdürecek, milyonların gür sesi olmaya devam edeceğiz.”
