Editör: Erhan SONGÜR
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), son yıllarda ekonomistlerin tüm ikazlarına rağmen yapmış olduğu atılımlar doğrultusunda Türk Lirasının kıymetini düşürdükçe düşürdü.
28 Mayıs seçimlerinden sonra yeni iktisat takımları belirlendi. Piyasalar, geçmiş yıllarda yapılan yanlışların faturasıyla uğraşırken Dolar kuru 26 lirayı geçerek tüm vakitlerin rekorunu kırdı.
Seçimlerden evvel Merkez Bankası eliyle çok sayıda döviz süreçlerini kısıtlayıcı karar alan iktidarın yeni devirde bankalarda döviz hesabı bulunan vatandaşlara ek vergiler getireceği tez edilirken, bu türlü bir durumun yaşanması halinde Türk iktisadını nelerin beklediğini Selçuk Geçer şu tabirlerle açıkladı:
“DOLARDA KARABORSA ARTAR”
“Bankalardaki döviz hesaplarına vergi gelecek diyorlar. Vergi gelebilir arkadaşlar.
Daha evvel de bu türlü bir grup yanılgılar yapıldı. Bu yanılgıyı yaptığınız an itibariyle kayıt dışını artırırsınız. Millet parasını bankadan çeker.
Bir defaya mahsus o vergiyi öder, parasını yastık altına götürür ve ondan sonra piyasa ile banka ortasındaki makas açılmaya başlar.
Kapalıçarşı’da döviz çok daha değerli olur, bankalarda biraz daha ucuz olur sonra bankalar döviz bulabilmek için daha yüksek fiyatlar teklif edip, daha yüksek fiyata satar ve bu da tekrar bankalar ortası piyasalarda makasın açılmasına neden olur. Bu yüzden umarım bu türlü bir şey yapmaktan kaçınırlar.
DÖVİZ MEVDUATLARI DONDURULABİLİR Mİ?
Döviz hesaplarına ek vergi getirileceğine yönelik argümanlar, seçim öncesinde ekonomist Atilla Yeşilada tarafından belirtilen “Sıradaki adım döviz mevduatlarını dondurmak” savını tekrar gündeme getirdi.
Vergilerde peşi sıra artırım yapan iktidarın, emekli maaşlarında vanayı kısması ve yapılan artışa en düşük emekli maaşını dahil etmemesi “kemer sıkma” siyasetlerinin başlangıcı olarak yorumlanırken, Yeşilada’nın Şubat ayında kullandığı şu tabirler yine gündem oldu:
“Bu korku verici gelişmelere bakıp iktisatta taraf değişikliği beklemek yanılgı olur. Dedim ya RTE rejiminin en temel fıtratı, hasta tedaviye karşılık vermediğinde dozu ikiye katlamaktır. Bu müşahededen yola çıkarak, önümüzdeki haftalarda şiddetlenecek devalüasyon baskılarını dizginlemek için alınacak önlem de aşikâr:
Bireylerin döviz mevduatı dondurulacak, ya da bu mevduatı kullanım hakları büyük ölçüde sınırlanacak.
Bu süreç zati kurumsal mevduata yapıldı. İş dünyasının tüm hür döviz birikimi KKM’de kitlendi. Şu ana kadar ferdi döviz mevduata konulan kısıtlamalar çok mütevazi kaldı, zira artık dolar zenginlerinin çoğunluğunu AKP seçmeni oluşturuyor.
Ama, artık havuzda su bitti. Bu varlıklı AKP seçmenini dahi kayırmak imkansız. Yoksul seçmenden bir kaç oy daha çalmak için döviz kurunun yatay kalması kaçınılmaz bir ihtiyaç.
O vakit, yakında döviz mevduatını hesaptan hesaba transfer etmeye ve bankadan çekmeye de sınırlama gelecek.
Tabi ki, mevduatın %55’ni tutan milyonerler aptal değil. Bu kadar serveti biriktirebilen bir birey herhalde onu koruyacak finansal bilgiye de sahiptir. Onlar bulutlara yazılan iletisi aldı:
“RTE BİR GECE DEĞİL, BİR SABAH BİRDENBİRE, SAAT 09:00’DA BANKA ŞUBELERİ AÇILDIĞINDA GELECEK”
Artık birinci kaçanın canını kurtaracağı, geride kalanın kurtlara akşam öğünü olacağı günlere girdik.
Bu ana kadar çok yavaş ilerleyen kriz belirtileri hızlanacak.
RTE bir gece değil, bir sabah apansızın, saat 09:00’da banka şubeleri açıldığında gelecek. O gelmeden biz gidelim bari.
